Finansal piyasalarda yatırımcıların risk algısını ölçmek için önemli bir gösterge olan Credit Default Swaps (CDS), son beş yıldır ciddi bir düşüş trendi içinde. Bu hareket önceki yıllara göre piyasalardaki belirsizlik ve risk iştahının nasıl şekillendiğini de gözler önüne seriyor. CDS'ler, bir borç yükümlülüğünün temerrüde düşme olasılığını belirleyen bir türev ürün olarak işlev görür ve yatırımcılar için gelecek hakkında önemli ipuçları sunar. Ancak son zamanlarda düşüşe geçen CDS fiyatları, piyasaların güvenli hissiyatını sorgulatıyor.
CDS, bir alacaklının, borçlunun temerrüde düşmesi halinde, diğer bir finansal enstrümana göre karşılaşabileceği zararları sigortalayan bir sözleşmedir. Şu şekilde işler: Bir yatırımcı, bir CDS sözleşmesi alarak, belirli bir süre içinde borçlunun iflas etmesi durumunda zararını telafi edecek bir prim öder. Eğer borçlu temerrüde düşerse, CDS'in satıcısı yatırımcıya ödemekle yükümlüdür. Bu sistem, yatırımcılara kalıcı bir güven verirken, temerrüt risklerini hedge etme imkanı sunar. Bu sebeple, CDS fiyatlarının dalgalanması, piyasanın genel sağlığına dair önemli bilgiler verebilir.
Son yıllardaki geri çekilmenin önemli nedenlerinden biri, daha önce sarsıcı olan küresel ekonomik koşulların istikrar kazanmış olmasıdır. Özellikle pandeminin ardından birçok ülkede hayata geçirilen teşvik paketleri ve aşılama programları, piyasalara bir nebze olsun güven verdi. Ancak buna rağmen CDS'lerin son beş yılda dibi görmesi, spekülatif yatırımcıların ve piyasa gözlemcilerinin dikkatini çekmeden edemiyor. Risk algısındaki uyuşmazlık, yatırımcıların piyasalara bakış açısını da etkiliyor. Bunun yanında, 2023'te yaşanan enerji krizi ve enflasyonist baskılar, CDS fiyatlarındaki düşüşü derinleştiren etkenlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Piyasalardaki CDS'lerin düşüşü, yalnızca makro ekonomik faktörler ile açıklanamaz. Bunun yanında, yatırımcıların risk iştahındaki değişim de bu durum üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Son yıllarda enerji ve gıda fiyatlarının dalgalanması, piyasalarda belirsizlik yaratıyor. Ancak buna rağmen yatırımcılar, daha az riskli varlıklara yönelmeye devam ediyor. Uzmanlar, bu değişimin önemli bir nedeninin, büyük merkez bankalarının para politikalarının etkisi olduğunu bildiriyor. Düşük faiz oranları, yatırımcıların daha riskli varlıkları alma arzusunu artırarak, CDS gibi enstrümanların talebini azaltıyor.
Buna ek olarak, teknoloji ve dijital finans alanlarındaki gelişmeler, klasik finansal enstrümanların işleyişini giderek daha da değiştiriyor. Kripto para birimlerine olan ilginin artması ve blockchain teknolojisinin getirdiği yenilikler, yatırımcıların geleneksel yöntemler yerine daha yenilikçi çözümlere yönelmesine sebep oldu. Bu durum, CDS'lerin geleceğini de etkilememekle beraber mevcut işleyişi üzerinde de gözle görülür bir değişikliğe neden olmaktadır.
Sonuç olarak, CDS’lerin son beş yıl içinde ulaştığı seviyeler, piyasalardaki büyük resmin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Yatırımcılar, risk iştahı, ekonomik koşullar ve yeni teknolojik gelişmeler üzerinde durarak hem mevcut durumu hem de geleceğe yönelik stratejilerini belirlemek zorunda kalıyorlar. CDS fiyatlarının derinleşen düşüşü, finans piyasalarında dikkatle takip edilmesi gereken kritik bir gelişme olarak önümüzde duruyor.