25 Ekim 2023 tarihinde, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen deprem, bölgedeki halkı endişeye sevk etti. Saat 15:42'de merkez üssü silivri açıkları olarak belirlenen deprem, şiddeti ile İstanbul'dan Uşak'a kadar geniş bir alanda hissedildi. Depremin ardından vatandaşlar panik içerisinde dışarıya çıkarken, acil durum ekipleri ve yetkililer derhal harekete geçti. Bu olay, Marmara'nın deprem kuşağında bulunduğunu bir kez daha hatırlattı.
Depremin büyüklüğü 5.7 olarak ölçüldü ve derinliği ise 10 kilometre olarak belirlendi. İlk belirlemelere göre, İstanbul ve çevresindeki birçok ilde hissedilen bu sarsıntı, özellikle yüksek binalarda yaşayanları etkiledi. İstanbullular, depremin ardından aniden evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Panik anları, sosyal medyada paylaşılan videolarda açıkça görüldü; bazı insanların üzerine raflar düştü, bazıları ise sarsıntı sırasında kaçış yollarında tıkış tıkış kaldı. Uşak'tan Bursa'ya kadar birçok şehirde hissedilen deprem, bölge halkı arasında büyük bir kaygıya neden oldu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin ardından birçok ilde hasar tespit çalışmalarına başladı. İlk belirlemelere göre, İstanbul'un bazı semtlerinde binalarda küçük çaplı hasarlar meydana geldi. Elektrik kesintileri ve iletişim sorunları da yaşanırken, uzmanların bu durumun geçici olduğu belirtiliyor. Ancak bu tür büyük depremlerin ardında gelecekte olası artçı sarsıntılar endişesi, birçok kişinin aklında soru işareti bıraktı.
Uzmanlar, Marmara Bölgesi'nin deprem riski taşıyan bir alan olduğunu vurgulayarak, vatandaşların bu tür olaylara hazırlıklı olmaları gerektiğinin altını çiziyor. Deprem sonrasında, yerel yönetimler ve devlet kurumları, acil durum planlarının gözden geçirilmesi ve tatbikatların artırılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle okullarda ve iş yerlerinde tahliye planlarının gözden geçirilmesi, toplumun bu tür durumlar karşısında bilinçlenmesini sağlamak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Depremin ardından psikolojik destek hizmetleri de başlatıldı. Bu tür doğal felaketlerin ardından yaşanan korku ve kaygı, uzmana başvurmadan geçmeyebilir. Uzmanlar, insanların duygusal olarak nasıl etkilendiğine de dikkat çekerek, toplumsal dayanışmanın önemini vurguladı. Bölgede yaşayanların bu tür durumlarda destek alabileceği pek çok kurumun olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Sonuç olarak, Marmara'da yaşanan bu olay, bir gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi: Deprem gerçeğiyle yaşamak durumundayız. Bu nedenle, hem bireyler hem de toplumsal yapılar olarak hazırlıklı olmak, her zaman önceliğimiz olmalıdır. Bölgedeki tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, devlet kurumlarının gerekli önlemleri alacağına inanıyoruz. Umarız, bir daha böyle sarsıcı bir deneyim yaşamayız.