Her yıl kutlanan bayramlar, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, keyifli anılar biriktirdiğimiz ve tatil yaparken dinlendiğimiz özel günlerdir. Ancak bazı çocuklar için bayramlar, sevdikleriyle bir arada olma yerine, çalışma saatlerini artırdıkları zor bir döneme dönüşebiliyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde, ailelerinin maddi yüklerini hafifletmek adına bayram döneminde çalışan çocuk sayısında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Bu durum, çocuk işçiliği ile ilgili daha büyük sorunların bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkemizde 6 ila 17 yaş aralığında çalışmak zorunda kalan çocuk sayısı korkutucu bir şekilde artış göstermekte. Ebeveynlerin işsizlik, düşük gelir düzeyi ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle, çocuklarını bayram döneminde tütün, tarım ürünleri, inşaat gibi sektörde çalışmaya göndermesi, ülkenin sosyal yapısını tehdit eden bir eğilim haline gelmiştir. Çocukların bayramda çalışıyor olmaları, onların tatil yapma, eğlenme ve sosyalleşme haklarını da ihlal etmektedir. Araştırmalar, çocuk işçiliği ile mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının ve devlet organlarının bu konuda yeterli önlemleri almadığını göstermektedir.
Bayramlar, toplumun birbirine daha yakın olduğu, yardımlaşmanın ön plana çıktığı özel günler olmasına rağmen, bazı aileler için bu dönem, çocukların ekonomik katkı sağlamak zorunda olduğu bir döneme dönüşmektedir. Ailelerin maddi durumunun kötüleşmesi, çocukları çalışma hayatına sürüklerken, toplumsal normların da değişmesine neden olmaktadır. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan aileler, bayramlarda ek gelir elde etmek amacıyla çocuklarını iş gücü olarak kullanabilmektedir. Bu durum, çocukların eğitim haklarını ihlal ederken, onların gelecekteki kişisel gelişimlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuk işçiliği, sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda bir sosyal adalet meselesidir.
Bayram dönemi, zaten zorlu şartlarda yaşayan çocuk işçilerin hayatını daha da zorlaştırmakta. Birçok aile, bayram döneminde geleneksel tatların yanında, maddi kazançların da artacağı hayaliyla, çocuklarını iş gücüne yönlendirmektedir. Ancak bu durum, çocukların sosyoekonomik gelişimlerine büyük bir darbe vurmakta, onların eğitim hayatlarını ve sosyal yaşamlarını sekteye uğratmaktadır. Eğitimden uzak kalan çocuklar, gelecekte daha düşük gelirli işlerde çalışmak zorunda kalmakta, böylece bir kısır döngü içine girmektedirler.
Bu karmaşık sorunun çözülmesi için, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkin mücadele yöntemleri geliştirmesi gerekmektedir. Çocukların eğitim haklarına erişimini sağlamak, ekonomik sıkıntıların azaltılması için aile destek programları oluşturmak ve toplumsal farkındalığı artırmak, bu sorunun çözümünde etkin rol oynayabilir. Ayrıca, en önemli hususlardan biri de, bayram gibi özel günlerin, çocukların sadece eğlenme ve sevdikleriyle birlikte olma hakkını ihlal etmeden kutlanmaları gerektiğinin farkındalığıdır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklar, bayramda çalışmaktan çok, o bayramın tadını çıkarmaya ve çocukluklarını yaşamaya hak ediyor.